Ülkemiz gündeminden hiç eksik olmayan hukuki sorunlardan bir tanesi de kiraya veren-kiracı ilişkisinden kaynaklı uyuşmazlıklardır. Kiracının konuttan tahliyesi için birçok sebep bulunmaktadır. Tahliye şartlarından bir tanesi de kiracının siteye olan aidat borcunun ödenmemesinden kaynaklanmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ’nun 314 ve 315. maddelerinde kiralananın kullanıma bağlı olarak kiracının temerrüdü düzenlenmiştir. Anılan Kanun’un 314. maddesindeki düzenlemeye göre kiracı aksine sözleşme ve yerel adet olmadıkça kira bedelini ve gerekiyorsa yan giderleri her ayın sonunda ve en geç kira süresi bitiminde ödemekle yükümlüdür.
Anılan Kanun’ un 315. maddesi uyarınca ise “Kiracı, kiralananın tesliminden sonra muaccel olan kira bedelini veya yan gideri ödeme borcunu ifa etmezse, kiraya veren kiracıya yazılı olarak bir süre verip, bu sürede de ifa etmeme durumunda, sözleşmeyi feshedeceğini bildirebilir. Kiracıya verilecek süre en az on gün, konut ve çatılı işyeri kiralarında ise en az otuz gündür. Bu süre, kiracıya yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren işlemeye başlar.” denilerek sadece kira borcunun değil yan gideri de ödemeyen kiracının temerrüt nedeniyle tahliye edilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda anılan hükümler uyarınca Kiracının aidat bedelini ödememesi halinde, kiracının ödemediği aidat borcunu ev sahibinin ödemesi gerekecektir. Ancak ev sahibi, ödediği aidat borcunu daha sonra kiracıdan talep etme hakkına sahip olacaktır. Dolayısıyla; böyle bir durumda ev sahibinin yapması gereken, ilk etapta kiracının aidat borcunu ödeyip daha sonra bu tutarı dava yoluyla kiracıdan temin etmektir. Kiracının aidat ödeme borcunu yerine getirmemesi sebebiyle, ev sahibi kiracı hakkında icra takibi başlatabilir. Takibinin başlatılmasıyla birlikte, icra dairesi tarafından kiracıya bir ödeme emri tebliğ edilir. Kiracının, ödeme emrine itiraz etmesi veya bedeli ödemesi için 7 günlük süresi bulunur. Bu süre zarfında kiracı herhangi bir itirazda bulunmaz ve bedeli de ödemezse takip kesinleşir ve haciz aşamasına geçilir. Hakkında icra takibi başlatılan kiracının 7 gün içerisinde itiraz etmesi durumunda, icra takibi duracaktır. Sürecin devam edebilmesi için, ev sahibi 6 ay içerisinde icra mahkemesinde itirazın kaldırılması davasını veya 1 yıl içerisinde sulh hukuk mahkemesinde itirazın iptali davasını açmalıdır. Bu yollardan birini izleyerek lehine bir netice elde etmesi durumunda, icra takibi haciz aşamasıyla devam edebilecektir.
Aynı şekilde Aidat ödemeyen kiracıya ve ev sahibine karşı, apartman veya site yönetimi 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 22. Maddesi uyarınca icra takibi başlatabilir veya dava açabilir. İlgili hükme göre, yan giderlerden kiracı ile birlikte ev sahibi de sorumludur. Dolayısıyla, her ikisi hakkında da icra takibi başlatılabilir ve dava açılabilir.
Özetle; kiralayan ev sahipleri kiracının ödemesi gereken aidat borcunu evvelce apartman yönetimine ödemek koşuluyla icra takibi başlatarak (Örnek 13) kiracıdan isteyebilecek ve hatta işbu aidat borçlarının ödenmemesi durumunda tahliye talep edebileceklerdir. Unutulmamalıdır ki kiralayan, aidat borcunu yönetime ödemeden kiracıdan isteyemez.
Aidat ödemeyen kiracılara günümüzde sık rastlandığı için, ev sahibinin böyle bir durumda hangi hukuki yollara başvurabileceğini bilmesi ciddi önem taşımaktadır. Bu noktada; aidat ödemeyen kiracının evden çıkartılabilmesi ya da icra takibi yoluyla aidat alacağının tahsil edilebilmesi, hukuki sürecin doğru yönetilmesine bağlıdır. Bu alanda uzman avukatlar aracılığıyla takip edilmesi halinde önemli hak kayıplarının meydana gelmesini önleyecektir.