Dünden beter ol…
Biri bize beddua etti…
Galiba! O kim peki? Niye? Tüm ülke olarak hepimiz.
Kimimize karşı siyasi görüşlümüz, kimimize komşumuz, kimimize arkadaşımız, kimimize seçmenimiz, kimimize kardeşimiz beduua etti.
Ne yaptıkta toplum olarak bu bedduâyı hakkettik. Bir şeyler yapanımız vardır mutlaka aramızda, bilipte bir şeyler yapmayan arkadaşlarımız çoğunlukta.
Hakkettik bir şekilde bu bedduayı, hakkettik bir şekilde. Dünden beter olduk mu olduk.
Lahmacunu 20 tl ile 400 tl arası yedik mesela, ev sahibinin kiracının lağımını tıkadığı, yani ev sahibinin kiracısına bokunda boğul dediği zamanı yaşıyoruz aslında.
Kim beddua ettiyse etkin bir kişiymiş, keramet sahibiymiş. Bedduasıyla, bakumuzda boğulur olduk. O kişi biz miyiz acaba kendimiz olabilirmiyiz.
Galiba o kişi biziz kendimiziz neden diye soracaklar çok olacak.
Sebebini söyleyeyim;
Boşver dedik hepimiz. Hepimiz çıkarlarımızı düşündük, kısa vadeli çıkarlarımızı uzun vadeli çıkarlarımıza üstün tuttuk,
Marifetlerimizi kısa vadeli uğraşlarda harcadık.
Herkes geç farketti aslında bedduayı yapanın kendisi olduğunu ve bedduayı kendi için yaptığını. Herkes kendine beddua etti aslında yarınımız dünden beter olsun, ama ben kazanayım benim dediğim olsun.
Kural olarak evren insana dilediğini verir, bizede dilediğimizi verdi.
Bize kimse beddua etmedi aslında biz kendimize kendi kendimize beddua ettik.
‘’Yarınımız dünden beter olsun diye’’
Çıkarlarımız uğruna ettiğimiz beddua aslında duamızmış ama biz bunu farketmedik. Kısacası ‘’bedduamız duamız oldu be kabul oldu’’