“1930 yılında tamirat gerekçesiyle ibadete kapatılan, 24 Kasım 1934 tarih ve 7/1589 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye çevrilen ve bir yıl sonra da ziyarete açılan Ayasofya Camii o gün bu gündür tam 86 yıldır mahzun.
Onunla birlikte tüm Müslümanlar mahzun ve Ayasofya tekrar camiye çevrilene kadar da mahzun olmaya devam edecekler.
Fethin sembolü olarak Ayasofya’yı camiye çeviren Sultan Fâtih Ayasofya’yı vakıf olarak milletine emanet etmiştir. Bu nedenledir ki Ayasofya’nın müzeye çevrilmesini bu millet içine sindirememiştir.
Ayasofya’nın ibadete açılmasını istememiz elbette cami ihtiyacından değildir. İstanbul’u fetheden şanlı Sultan’a, onun kahraman askerlerine vefa borcumuzun gereğidir. Peygamber Efendimiz (SAV) olan hürmetimizin gereğidir.
Bir derneğimiz, Ayasofya’nın müze yerine cami olmasına yönelik Danıştay’a başvurdu. 2 Temmuz’da da Danıştay bunun kararını verecek.Danıştay dan milletimizin 86 yıldır beklediği kahir ekseriyatının hissiyatına uygun bir karar çıkar mı bilmiyorum.
Dünyanın en mazlum iki mabedi mescidi vardır. Bunlardan biri peygamber efendimizin miraca çıktığı Kudüsü şerifteki Mescidi Aksa diğeri ise İstanbul’daki Ayasofyadır. Hadi Mescidi Aksa’yı anlarım . Kudüs Yahudi işgalinde ya Ayasofya ..
Yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bir ülkede ezana cemaate mahrum mahzun bir halde.
Yıllardır tartışılıyor tam 86 yıldır. Tadilat tamirat amacıyla ibadete kapatılan Ayasofya ibadete açılsın diye. Ayasofya ın cami olması gündeme geldimi dişardaki bizans tohumlarından önce içerdeki Bizans ruhlu kişiler ayaklanır. Ayasofya müze olarak kalmaya devam etmeli..Hadi dışarıdaki yunanın acısını anlıyoruz da içerdekini anlayamadık bir türlü.
Herzemizde tartışılan konu TBMM de gündeme gelmemesi elbette ki eksiklik olurdu.Geçtiğimiz günlerde meclis kürsüsünden zamanla camilerimizi ahıra çeviren ezanı yasaklayan zihniyetin müzelik bir vekili hızını alamadı meclis kürsüsünden ” . “Benim görüşüme göre Topkapı Sarayı da müze olarak korunmalı, Ayasofya da müze olarak korunmalı hatta Sultanahmet de müze olmalı çünkü bunlar artık bizim kendimize özgü değil, insanlığın ortak mirasıdır bunlar” ifadelerini kullandı. ” Allah dan ki yine müze olmalı dedi.Eski alışkanlıklarına dönüp ahıra çevirelim demedi.. “Bu hadsizlik ve kendini bilmezliktir! Milletin değerlerinden kopuştur. Bu konuşma TBMM’de gerçekleşiyor . Sultanahmet Camii’ni müzeye çevireceklerini söylüyor demek ki bu hastalıklı zihniyet elinden gelse yapacağı ilk icraatlarından biri mabetlerimize el uzatmak olacak.Minarelerden İzmir örneğindeki gibi Çav Bella şarkısı dinletecekler, Ezanımızı Tanrı uludur diye okutacaklar..
Geçmişte milletimizin inancına savaş açan Çav Bella zihniyeti dine dindara yaptığı zulümler sebebiyle aldığı bedduadan dolayı Allah onlara 70 yıldır bir daha iktidar yüzü göstermedi . Bundan sonrada İnşallah da göremeyecekler.
Mehmet Akif’in Allah’tan tek dileği ibadet yerlerinin göğsüne düşman elinin değmemesidir. Camilerimizden okunan ezanlar sonsuza kadar Türk yurdunun üstünde inlemelidir. Çünkü bu ezanlar dinimizin temelidir.
Ruhumun Senden, İlahi, Şudur Ancak Emeli:
Değmesin Mabedimin Göğsüne Namahrem Eli.
Bu Ezanlar-Ki Şahadetleri Dinin Temeli-
Ebedi Yurdumun Üstünde Benim İnlemeli.
12/06/2020
Ahmet GÖRGÜLÜ
Diyanet-Sen Mersin Şub bşk
