İslam dünyası bugün Filistin’de, özellikle de kutsal mabet Mescid-i Aksa’nın gölgesinde, Siyonist İsrail’in devlet terörüyle sınanıyor. Filistin’deki soykırım, zulüm ve cinayetler, ABD ve diğer batılı devletlerin desteğiyle daha da artarak devam ediyor. Görülmemiş bu vahşet derhal durdurulmalı.

Ancak bu vahşeti durdurma gücü dünyadaki 2 milyar Müslüman’ı yöneten liderlerde. İslam İşbirliği Teşkilatı, D-8 ülkeleri ve diğer uluslararası örgütler, etkili bir şekilde harekete geçmelidir. Görünüşte ekonomik çıkarları için dünyada öldürme ve ekonomik gücünü bir tehdit olarak ortaya koyan, bununla da sükûnetini bozan Avrupa Birliği ve NATO gibi ittifaklardan daha güçlü ve samimi ittifaklar kurmalıdır.

Kimse bebek, kadın, yaşlı, mazlum hiç kimseyi katletmeye, ellerindeki kaynakları sömürmeye cesaret edememelidir.

Dünyada hakimiyeti sadece öldürme gücüne güvenenlere, yaşatma ve sevginin, hoşgörünün ve paylaşmanın gücünün ne kadar etkili ve huzurlu olduğu artık gösterilmelidir.

Oluşmuş ve ya yeni oluşturulacak güç birlikleri:

Tüketimiyle ekonomileriyle, yer altı yer üstü kaynaklarıyla, bu zulme dur demelidir.

Kazanımlarımızın siyonizmi, kapitalizmi beslediği artık yeter. Özellikle son 10-15 günde Filistin’de yaşanan vahşeti durdurmak elimizde.

İslam dünyası ittifakları ve insan odaklı müttefiklerin öncülüğünde; ABD ve İsrail menşeli tüm ürünleri boykot etmeliyiz, ister teknolojik, ister tarım, ister araç gereç olsun. ABD ve İsrail ile olan her türlü iş birliği sona erdirilmelidir. Askeri üsler kapatılmalı, Müslüman ülkelerin hava, deniz ve kara yolları kullanımına son verilmelidir. Stratejik ürün ve hammadde ihracatları durdurulmalıdır, özellikle petrol ve diğer madenlerin ihracatları… İsrail ve Amerikan şirketleri ile yapılan resmi ticari anlaşmalar iptal edilmelidir. Savaş suçu adı altında kısmen masumlaştırılmaya çalışılan insanlık suçları nedeniyle, Netanyahu ve diğer sorumlu kişiler uluslararası adalet önünde yargılanmalı, Müslüman ülkelerce tutuklama kararı alınmalıdır.

Ancak bu soykırım böyle kararlı yaptırımlarla son bulabilir. Zaman hızla geçiyor, çocuklar ve kadınlar her geçen dakika daha çok ölüyor. Sessizlik ve ya eylemsizlik ırkçı Siyonist rejimin daha fazla zulüm yapmasına cesaretlendiriyor. Unutmayalım, karşımızda insanlık, hak ve hukuk kavramlarından bihaber bir rejim var.

İslam dünyası, Mescid-i Aksa’yı ve orada yaşayan insanları koruyamıyorsa, Allah katında ve tarih önünde sorumlu olur.

“Nush ile uslanmayanın hakkı tekrir, tekrir ile uslanmayanın hakkı kötektir” diyen atalarımızın dediği gibi, yaptırım kararlılığımızdan da anlamazlarsa o zaman kötek aşaması gelmiştir. Ama şu aşamada ABD’nin yıllardır Müslümanlara kullandığı ambargo yöntemini Müslümanlar da onlar için kullanma zamanı gelmiştir. Bu sadece Filistin için değil, insanlık için de gerekli bir eylemdir.

Saygı ve selamlarımla…