Bir sınavdır kurban.
Mal ile, can ile, canan ile deneniştir.
İmanın, itaatin, ihlâsın, takvanın tartılışıdır.
Kaç ayarlık Müslüman oluşumuzun mihenk taşıdır.
Kurbanla, Ramazanla, haftada bir Cumayla, günde beş vakit namazla yeniliyoruz Rabbimize olan ahdimizi.
Başka ilah tanımayacağımızı ve kulluğumuzu yalnız Allah’a tahsis edeceğimizi düşünerek şuurumuzu uyanık tutmaya çalışıyoruz.
Allah’ı sever gibi başka şeyleri sevmemenin ispatıdır kurban.
Allah’tan korkar gibi başka şeylerden korkmamanın da ispatı.
Hz. İbrahim gibi oğlunu; İsmail gibi kendini Allah için kurban etmeye amade olanlarla;
Allah’ın buyruklarını kendisine ve yakınlarına kurban edenlerin ayrıştığı bir potadır kurban
Allah’tan uzaklaştıran her türlü kötülüğe, samimiyetsizliğe,İkiyüzlülüğe sahtekârlığa karşı ihlâsı kuşanıştır kurban.
Kurban eylemi, İslamî şuurumuzu keskinlemiyorsa; hayatımızı değiştirmiyorsa; yanlışlarımızı, yanılgılarımızı, yönelişlerimizi düzeltmiyor; kafamızdaki, kalbimizdeki kirleri aklamıyorsa; Kurban sadece bir et festivali gibi algılanıyorsa ,
Yazık, kesilen kurbanlıklara!
Yazık, boşa harcanan paralara!
Yazık, gaflete kurban ettiğimiz zamana, ömre..!
Kurban, her zaman ve mekânda, her koşulda Allah’ın rızasına ve cennete aday olmamızı; Allah’a çok yakın olmamızı tembihliyor.
Ömür boyunca İbrahim gibi fedakâr; İsmail gibi teslimiyet göstermemiz gerektiğini söylüyor. Şimdi sormamız gerekiyor kendimize kurban kesen kaç müslümanda İbrahimi bir fedakarlık,İsmaili bir teslimiyet görebiliyoruz.
Sözün kısası; kurban, Allah için bizi istiyor bizden. Bize emanet verilenleri istiyor. Sevdiklerimizi istiyor. İsmaillerimizi istiyor. Bütün kulluğumuzu, hayatımızı ve ölümümüzü Allah’a adamamızı istiyor.Adam gibi adam olmamızı ve kesilen kurbanla yeniden dirilmemizi istiyor.
Kurban ibadetinde;
İbrahim canı;
İsmail cananı;
koç malı, mülkü, parayı temsil ediyor.
Zaten bütün kâinatın, nimetlerin sahibi, onları bize lütfedip hizmetimize veren Allah değil mi? Mülkü, Allah’ın dilediği şekilde elde etmek ve Allah’ın dilediği şekilde O’nun yolunda tüketmek demektir kurban.
Allah (c), verdiği emanetlerle deniyor bizi. İmtihana tabi kılıyor
İşte kurban; kesen, kesemeyen herkese, her yıl bunları yeniden hatırlatmak için gelip selamlıyor insanlığı.
Bu selamın gereğini yerine getiren neyi neye kurban ettiğinin şuurunda olan siz değerli dostlar, sevinmeyi, bayram etmeyi fazlasıyla hak ediyorsunuz. Kuşkusuz, asıl sevinme yeri ahiret yurdudur. Rabbim hepinizi sevindirsin..Neyi neye kurban ettiğimizin farkına varmayı Rabbim bizlere nasip etsin.13/08/2018
Ahmet GÖRGÜLÜ
Diyanet-Sen Mersin Şube Başkanı