Eşref-i mahlûkatın farkı, yaratılmışların birçoğundan üstün olmasındandır.
(Isra Suresi 70. Ayet.)
Üstün yaratılışlı insana üstün davranmak gerekir.
Milletine, ülkesine, ekonomisine, hizmet etmiş emeklilerimizin;
emeğinin karşılığı olan, kendisi ve ailesi için yaşam maliyetlerini karşılayabilmeli, kimseye muhtaç olmadan hayatlarını ülkenin yaşam standartlarına uygun halde sürdürebilmelidir.
Sosyal devlet anlayışında, toplumun emekli kesimine diğer kesimlerden daha az ekonomik imkan sunulması, adalet anlayışı ve ilkesine katkı sağlamaz.
Toplumun en temel ilkelerinden birisi de paylaşımda eşitlik kuralıdır.
Oysa açıklamaları dinleyen emeklilerimiz böyle hayal etmemişti!
Ülkemizde “maaşlı çalışanlar, dar gelirliler; ekonomik koşullara enflasyona ezdirilmeyecek” denilince, bu tüm emeklileri de içine alacak şekilde anlaşılmış, ümitler yeşermiş, bir güven duygusu yaşanmıştı.
Ancak emekli maaş zamları ve oranları açıklandığında, emeklilerimiz de büyük bir hayal kırıklığına uğradı.
Emekli olanın da sosyal yaşamda ihtiyaçları azalmıyor.
Çarşıda pazarda ona özel indirimler uygulanmıyor!
Emekli de yükümlü olduğu doğrudan veya dolaylı, asli veya ek vergilerden muaf tutulmuyor!
O da herkes gibi faturalarını ödemek zorunda.
Enflasyon denilen canavar emekçi, emekli ayrımı yapmadan tüm ücretli kesimi ve dar gelirliyi aynı kazanda kaynatıyor.
Ortada emekliyi teğet geçen bir durum yok.
Hükümet yetkililerinin en önemli hedefi maaşlarından gayrı geliri olmayan emeklilerimizi, enflasyon canavarına karşı korumak ve refah payından hissesine düşeni kendilerine sunmak olmalı.
Emekçinin beklentisi olan Kademeli emeklilik sistemi biran önce hizmete sokulmalıdır.