Her yıl mayıs ayında kutlanan anneler günü vesilesiyle vefat eden annelerimizi rahmetle anmak, hayattakilerine de minnet ve şükran duygularımızı bildiriyoruz.
Batı dünyası kaybettiği birçok değer adına şimdi sünni günler icat etmek suretiyle yaptığı tahribatı örtbas etmeye çalışmaktadır.
Aile bağlarının İstanbul Sözleşmesi, çıkarılan aileyi koruma yasası ve Süresiz Nafaka zülmü ile perişan edilen aile ocakları Sokağa terkedilen, huzur evlerine atılarak mağdur edilen anne ve babaları, anneler ve babalar günü adı altında uyduruk günler icat edilerek değerlerimiz adına yapılan tahribatı örtülmeye çalışılmaktadır.
Evlatları için, her türlü fedakârlığı yaptığı halde yalnızlığa itilmiş, meşakkatlerin kucağına terk edilmiş, sahipsiz, gözü yaşlı anne ve babalarla sıkça karşılaşıyoruz. Gözyaşlarının, terk edilmişliğin, hayata küsmenin meydana getirdiği bu ızdıroap tabloları vicdanları derinden yaralıyor.
Hiçbir surette hakkı ödenemeyen Annelerin yalnızca senede bir gün Anneler gününde değil, değer verilen varlıklar olarak yılın her günü hatırlanması gerektiğine inanıyoruz.
“Yasal düzenlemelere rağmen ortadan kalkmasını umduğumuz şiddetin halen devam etmesini esefle, şaşkınlıkla ve teessürle takip ediyoruz.”
“Kadına yönelik şiddet olaylarının da en ağır şekilde cezalandırılmasını istemekteyiz. Vicdanları bu konuda uyanmaya davet ediyoruz.”
Vatandaşın cebine göz diken kapitalist şirketlerin cirolarını katladığı sözde özel günlerden biri olan Anneler Günü dünyanın pek çok ülkesinde kutlanıyor. Bütün bir yıl boyunca annelerine herhangi biriymiş gibi davranıp yılın bir gününde bir hediye ile gönül almaya çalışmak, büyük bir çelişkidir.. Anaya yapılacak en büyük ahlaksızlıktır.
Annelerin bir hediye beklentilerinin olmadığını belirten araştırmacılar, annelerin bu konuda tek isteklerinin sık sık hatırlanmak ve sıcak bir gülüş olduğunu söylüyorlar. Fakat, kapitalist ekonomik sistemin tüketim kültürünü canlandırmak adına anneye duyulan bağlılığı hediyeye indirgeyerek insanlara sunması kültürümüzdeki anne sevgisini yaralamaktadır..
“Anneni sevindirmek için mutlaka hediye al” mantığı ile insanları tüketim ve israf kültürüne yönlendiren sistem, en kutsal değerlerden olan anne sevgisini ranta, kazanca çevirerek servetlerine servet katmaktadır…
“Günümüz tüketim toplumu, her şeyi metalaştırdığı gibi, anne sevgisini de, ona bir hediye almak ile geçiştirilmesi gereken bir görev gibi anlıyor. Ve hatta anneler gibi en değerli varlıklarımızın, bir eşya karşılığında mutlu edilebileceğine dair bir kanaat empoze ediyor”
Anneleri mutlu edecek onlara hizmettir, ihtiyaçlarının karşılanmasınıdır. Güzel ve gönül alıcı sözlerle onların duasını almaktır. Hediyeleşme güzel ve İslami bir gelenektir ancak bunu kapitalist ekonomiye hareket kazandırarak değil, kendi değerlerimizi ayakta tutarak yapmamız gerektiğine inanıyoruz.
Ahmet GÖRGÜLÜ
Diyanet-Sen Mersin Şube Bşk.