Evet Dostlar;
Uzun süredir yazmıyordum. Covid-19 virüsünün etkisiyle ve geçirdiğimiz buruk bayramın hüznü ile yazmaya karar verdim.
“Şeker tadında bayramlar… “
Bu sloganın güzelliği ile yazıma devam edeyim…
Evet… Eskiden… hatta çok eskiden… tabiri caizse gerçekten şeker tadında bayramlar olurdu.
Pandemi sürecini yaşamadan önce eski bayramları özlerdik…
Şimdi cok değil. Bir sene önceki bayramlarımızı arar olduk… Gerçi eski bayramlarımızı özlesekte yine de akrabalarımıza, eşe dosta gider bayramlaşır, her zaman o bayram ruhunu yaşamaya, yaşatmaya çalışırdık.
Büyüklerimize ziyaretlerde bulunup eski bayramlarımızı yad eder gülümserdik…
En azindan eskileri kaybetmemek için elimizden geleni yapar, kendimizden küçüklere eski bayramları anlatır, duygulanırdık.
Anlatırdık ki o ruhu hep yaşayalım, yaşatalım… nesilden nesile ulaştıralım.
Ama sanki nazar değdirdik…
Dünyada bitmek bilmeyen bu salgının üzerimizdeki etkisi günden güne büyümeye başlıyor. Çok canlar kaybettik.. Dini, dili, ırkı, ülkesi, memleketi farketmez hepimiz kendi dünyamızda etkilerini fazlasıya yaşadık.
Covid-19 virüsünün adını da, yaşattıklarını da nesilden nesile anlatacağımıza hatta hiç unutmayacağımıza inaniyorum.
Tabi bu süreçte herkesin sabrı da tükenmeye başladı.
Ekonomi, sağlık, turizm… ve daha niceleri..
Her sektör, her meslek kendi alanında sıkıntılarını ard arda yaşamaya başladı.
Küçük esnafından tutun da, zincir marketler, kuaforlerinden tutunda berberler, terzilerden tutunda mağazalar vs. aklımıza ne geliyorsa ekonomi git gide çökmeye başladı.
Mersin olarak olaya baktığımda, zaten şehrimizde belli başlı sorunlar vardı. İstihdam, turizm, kentsel sıkıntılarımız…
Şimdi de covid-19 virüsünün çıkmasıyla birlikte tam bir kargaşa yaşandı.
Tam yasakların gelmesiyle beraber vatandaşlarımız, esnaflarımız, sivil toplum örgütleri, işverenler, şirket sahipleri kendi içinde bölünmeye kargaşa yaşamaya başladı.
Çok şeyler söylendi. Her zaman yaptığımız gibi Mersin için yine çok seyler söylemeye devam da edeceğiz.
Covid belası çıkmadan önce de Mersin’imiz gelişsin, ortada olan güzelliklerimizi, tarihimizi, denizimizi, yaylalarımızı, narenciyemizi kısacası kentimizi tanıtalım diye çok konuşurduk.
Tabi sıkıntılarımızı da… Kentimizin haketmeği konuları da..
Şimdi aklıma tek bir şey geliyor?
Düşünüyorum da pandemi süreci bittikten sonra acaba akıllanır mıyız?
Koltuk sevdası değil de, gerçekten vatandaşımızı, kentimizi düşünür müyüz?
Ders alır mıyız diye söylemeden edemiyorum…
Herkesin kafasında da bu soruyla yaşadığına inaniyorum.
Umuyorum ki düşündüğüm gibi olmaz… Herkes el ele, birlik beraberlik içinde, ortak sorunları konuşup çözmeye, Kentimiz için güzel projeler üzerine imza atmayı düşünüp bu pandeminin etkisini üzerinden olumlu bir şekilde atmaya çalışır.
Velhasıl dostlar kısacası…
Hem eski bayramlarımızı, hem de çok değil bir sene önceki hayatımızı özler olduk…
Umarım dünyaca bu illeten kurtulur, eskisi gibi maskesiz, korkusuz, sevdiklerimizle kalabalık masalar da, düğünler de davetler de.. ve daha nicesi özlediğimiz şeylere kavuşuruz…
Kentimizi eskisinden daha bilinçli, duyarlı ve kararlı bir şekilde el birliği ile güzel yerlere getiririz.
Mersinli vatandaşlarımız, Mersin’de yaşayan tüm halkımız bunu sonuna kadar hakediyor…
Diliyorum sağlıklı, mutlu, pandemisiz şeker tadında nice bayramlara kavuşuruz.
Esen Kalın…