30 Ağustos zafer bayramının 98. yılını idrak ediyoruz. Bu eşsiz zaferlerin sevincini bizlere yaşatan şanlı ecdadımızı bir kez daha Rahmet ve minnetle anıyoruz.
Ruhları Şad Mekanları cennet olsun. Ağustos ayı şanlı ecdadın bir çok zafere imza attığı bir aydır.
24 Ağustos 1516 Mercidabık zaferi,
26 Ağustos 1071 Malazgirt zaferi,
28 Ağustos 1339 Kosova zaferi,
ve 30 Ağustos 1922 Başkomutanlık Meydan Muharebesinin yıl dönümlerini idrak ediyoruz.
Doğup büyüdüğümüz, toprağından suyundan istifade ettiğimiz, huzur içinde ibadet ettiğimiz, vatan topraklarımızı yurt kılmanın onurunu yaşıyoruz.
Bu cennet vatanın bize yurt olması kolay kazanılmış bir sonuç değildir. Ağır bedeller ödenmiş ve büyük mücadeleler verilmiştir. Atalarımız bu toprakları canlarıyla,kanlarıyla vatan yapmışlar, her karış toprağı için,kadını erkeği, genci yaşlısı, doğulusu batılısı,demeden omuz omuza vererek, savaşmış, hayatlarını ortaya koymuşlar ruhları şad olsun. O
“Bu millet Anadolu’yu yurt edinmeye karar verdiğinde Onlar bayrakları bayrak yapanın üzerindeki kan, toprağı vatan yapanın da uğruna verilen can olduğunu bilen, en zor ve en kötü günde dahi gözünü kırpmadan canını ve kanını vereceğini hiç şüphe duymadan kavrayan kahramanlarımızdır.
Büyük zaferler, büyük kahramanların öncülüğünde, güçlü imanlı ve kararlı ordularla elde edilebilir. Orduyu güçlü kılan sadece donanımı değil, milletten aldığı moral destektir. Bunun içindir ki millî mücadele yıllarında hatiplerimiz, şairlerimiz ordunun moral gücünü ayakta tutmak için gayret göstermişler ve halkla orduyu bütünleştirmek için çaba sarf etmişlerdir.
İşte ay yıldızlı bayrağımızın dalgalandığı, ezanların minarelerden susmadığı, Anadolu’nun bize vatan olarak kalmasını sağlayan 30 Ağustos Zaferi’nin üzerinden 98 yıl geçmiştir. Ancak unutmayalım ki, düşmanlarımızın cennet vatanımız üzerindeki hain emelleri ve hesapları sona ermiş değildir. Taktik ve yöntem değiştirmiştir. Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da topla, tüfekle istiklal ve hürriyetimizi elimizden almayı başaramayanlar, bizi içten yıkmak için ekonomimizi çökertmek,dirayetimizi kırmak, Mazlum coğrafyaya yapılan insanlığı bitirmek için bugünde çeşitli hile ve hainlikleri deneyerek ülke ve insanımızı zora sokmaya çalışmaktadırlar.
Şiddet ve teröre geçit vermeyen ordumuz ve güvenlik kuvvetlerimizin varlığı, gücü birliği onları rahatsız etmekte ve başka bir oyunu tezgahlama hevesine sürüklemektedir. Her yıl kutlamalarını yaptığımız 30 Ağustos zafer bayramı resmi geçit törenlerinde milletimizin bağrında yetiştirdiği helal süt emmiş ana kuzuları milletimizin göğsünü kabartmakta dosta güven, düşmana korku salmaktadır.
Ülkemizin ve milletimizin düşmanları bir kez daha hayal kırıklığına uğramaktadırlar.
Bu vesileyle bu toprakları vatanı haline getiren kahraman ecdadımızı, bütün şehitlerimizi Diyanet-Sen Mersin Şubemiz adına bir kez daha rahmetle, gazilerimizi de şükran ve minnetle anıyor, birlik ve dirliğimizin bozulmamasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum.” 28/08/2020
